entry'ler (583)

karma ne işe yarar

karma kişilerin egolarını tatmin etmelerini sağlar. başkalarının beğenisini kazanmak ya da nefretini kazanıp dikkat çekmek için yazan dingoların değer verdiği bir değişkendir.

uludağ sözlük

uzun zamandır yazmak için girmediğim, arada bir şükela butonuna basıp entry okuduğum, siktiriboktan yazarlar yüzünden benim için ikinci plana düşmüş sözlük. kapitalist bakkal ın yazdığı ve en beğenilenler arasına giren yazıyı okuduktan sonra ben de bi düşündüm. geçen haftanın en beğenilen entryleri listesine baktım, okudum teker teker hepsini. afedersin ama çoğu yarak gibi, bunlar mı amına koyim en beğenilenler? kapitalist bakkal ın dediği gibi sözlüğün kendini gözden geçirmesi ve temizliğe acilen başlaması lazım. yazanları değil, bunları beğenenleri temizleyin aga.

7 şubat 2010 euro 2012 grup elemeleri kura çekimi

http://video.uefa.com/vid.../liveDraw_videoFlash.html

adresinden canlı olarak takip edilebilen hede.

gönlümüzdeki grup şu şekildedir;

ingiltere
türkiye
bosna hersek
kıbrıs rum kesimi
ermenistan
azerbaycan

edit: ermenistan ile azerbaycan aynı gruba düşemiyormuş. dayı öyle dedi.

ürün adı gibi anılan markalar

(bkz: bankamatik)

inci sözlük

karesioğulları beyliği üzerine yapılan tespitlerle tavrını, tarzını belli eden sözlük.

http://img31.imageshack.us/img31/3561/adszfx.png

yazarların cool adam hakkındaki düşünceleri

büyük düşünür abimizin düşüncesiyle aynıdır;

O çok iyi oldu çok güzel iyi oldu tamam mı? meselam türban olayını çok karıştırdılar. Ha. Aralarında bi fark kaldı, o farklan çok güzel oldu. Meselam herkesin hayatına kimse karışamaz. Ha nasıl karışamaz, ben bu şekil giyinirim, bu bayan şu şekil giyinir, şu şekil giyinir. Ha kimse kimseye karışmaya hakkı yok. Özgürlüğü bidir(!) HAA. Başörtü kurban oldugum Yaresul Allah'tan gelebilir amma lakin ki öyle değildir. Eyvallamam bu kadar.

Haydi hayırlı işler.

bu devirde hala berberde tıraş olmak

at yarışı, iddaa gibi oyunlardan tüyolar almak ve farklı spor müsabakalarından haberdar olmaktır.

mahalledeki son gelişmeleri takip etmek, hangi esnaf kimin karısına yazılıyo bilmektir.

ülke sorunlarına hep beraber çözüm getirmektir. kısacası kandır, candır.

son bi dedikodu; berber orhan abi söyledi.

alışveriş merkezinde kuafor mü ne varmış, dedi gidicez gangbang yapıcaz mahalledekilerle. siz sevişirken denk gelmesinler de.

three messages

bir 2pac şarkısı.

bu tarz müziği sevmesem de, müziği ve anlattıklarıyla olağanüstü bir parça. özellikle sonunda, martin luther king'in ölüm haberinin verildiği bölüm etkileyici. ahanda link;

http://fizy.com/s/118bls

ben bu yazıyı sana yazdım

senin şahsında senin gibilere;

pezevenk suratlarınızı yahut orospu düşüncelerizi kenara koymayı düşünmediniz hiç. familyanızı boğan tükürüklere aldırmadınız hiçbir zaman. danışıklı kepazeliklerinizi anlattınız ballandıra ballandıra.. arsız sohbetlerinizi, size göre aşk olan fahişeliklerinizi, kendi alım satım piyasanızda sundunuz.. yeter lan!!

paylaşmayı, sohbet etmeyi herhangi bir yerde beraber olmak olarak düşünenlere değer vermediniz, hor gördünüz. ışıltılı mağazalarda, sizin gibilerin cirit attığı lüks mekanlarda kaybettiniz hiç olmayan benliğinizi. sevgiyi alınan hediyenin fiyatıyla ölçtünüz, beğenmeyi üstüne giydiği pahalı ve gösterişli kıyafetle.

sevişmediniz aslında hiçbir zaman. sarılmadınız gerçekten...bir omuzda uyumadınız, ya da ağlamadınız... kucaktan kucağa bitirdiniz kendinizi. folloş bedenlerinizi tıpkı bir mal gibi satılığa çıkardınız, alıcısı çok olan o iğrenç bedenlerinizi.

yıllarınızı hunharca harcarken siz, ben köşemde oturmuş sizi izliyorum. acımıyorum artık, üzülmüyorum..

cadıı

uludağ sazlı sözlü makara kukara ekibinin son bestesi olan yazar. son kurban.

şimdi gelelim eleştirel tavrımızla, belki de gereğinden fazla tepki göstererek son besteyi irdelemeye.

gecenin bi vakti olta sallayan bi aga, yemi yutan belki de yuttuğu zannedilen, aslında yutup yutmadığını kimsenin bilmediği bir balık ve haddinden fazla deniz kirliliği.

ben mi? ben de denize işeyen terbiyesiz adamım.

uludağ sözlük

boşalma yeri. bir nevi çöplük.

29 mart tarihinden, yani seçimlerden beri yazdığım ilk yazı bu. sen kimsin lan armut? banane bunun senin bilmem hangi tarihten beri yazdığın ilk yazı olduğu gibisinden tepkisel cümleler kuran sidikli kullanıcılar da olacaktır. lakin sözlükte az da olsa yazmaktan vazgeçip okuma moduna aldığımdan beri kendimi, kıytırık kullanıcıların sol bölmeyi kaplayıp, söz konusu alanı, nefretlerini kustukları, apış aralarındaki eziklikleri unutmaya çalıştıkları, sosyal hayatlarındaki piç imajlarını tazeleyecek sikik başlıklar açtıkları, toplumun genel kabul görmüş görüşlerine ( sırf muhalefet olma çabalarından ötürü )insan aklının alamayacağı, belirli bir zeka seviyesinin üstündekilerin anlayamayacağı yorumlar yaptıkları bir yer haline getirmeleri sinirlerimi zıplattı aga.

ne kadar tırt bir genç nesil yetiştiğinin farkında olanlar adına, sözlük yönetimini eleştirmek, onları deyim yerindeyse köpek götüne sokup çıkarmak istesem de, onlara da hak vermiyor değilim.

en nihayetinde ne diyosunuz siz? troll mu? öyle birşey olması gerek. yoksa ezik mi? yoksa çocuk mu? beyni taşaklarında veya kukularında takılı kalmış mı? neydi be aga?

neyse, topunun ...............

29 mart 2009 yerel seçim sonuçları

akp nin trakya dan okkalı bir tokat yiyeceği sonuçlardır. 2004 yerel seçimlerinde şaşırtan tekirdağım, gerekli cevabı verecek gibi.

türkiye de yaşanan cami düşmanlığı

yıllardır süren tartışmadır.

günde gidiş-dönüş dört saatimi işe gidip gelmek için harcamamdan dolayı, evden işe işten eve deyişini, yataktan işe, işten yatağa şeklinde değiştirdim. bu sebepten ötürü sözlükte yaşanan kavgalara, tartışmalara uzak kaldım. sözlükte geçirdiğim zamanı okumaya ayırdım, yazacak kapasiteye, bu yorgunluğumla ulaşabileceğimi de zannetmiyorum. lakin bu tartışmanın ortasına kamyonumu sürer, çekil la goduğum diye bağırarak artistik patinaj yapabilirim.

neyse ahali, geleyim sadede. düşmanlıkmış neymiş anlamam arkadaş, türkiye de cami sayısı fazladır kardeşim. nerden vardın lan bu kanıya din düşmanı diye çığıracaklar olabilir, ki ağzının ortasına lafımı koyarım.

bizim götiçi kadar mahallemizde 3 tane cami var, ama bi tane okul yok. dayı camiye gitmeden önce seçim yapıyo, lan büyük camiye gitsem alttan ısıtma kıçım üşümez, yeni camiye gitsem daha ferah lan gibi gibi...

ulan okula giden bebe karında kışında ebesinin mındaki okula gitmek için dünyanın yolunu yürüyo. camiyle okulu karşılaştıran denyolara benzediğimin farkındayım ama, burdan ancak bu kadar oluyo a benim tenyam.

gelin atıl camilerimizi değerlendirelim, dandirik mimariyle dikilen ibadethaneleri azaltalım.

son sözüm de evinin hemen dibine cami yaptırılması için bastıran dayıya. la dayı bi yörü git lan biraz, iki adım daha fazla git, fazla sevap alırsın. sadece cumalarda doluyo lan o cami de. bi cumalık da sıkışıver la.

en son sözümde beni cami ve din düşmanlığıyla suçlayacak andavallara. aklınızı çalıştırın la biraz.

mark strong

body of lies filminin parlayan yıldızıdır. gösterdiği performansla ve filmde üstüne biçilmiş rolü mükemmel bir şekilde taşımasıyla ön plana çıkmıştır.

çektiği bütün acılara rağmen sevmesini bilen insan

sevmesini bilmesine rağmen acı çekmekten kurtulamayan insandır aynı zamanda. şanssızdır, kısmetsizdir.

fatal

gece gece bana kardelen i hatırlatan yazar.

kara meydan okurcasına açan kardelen gibi, kirlenen sol frame i mesafelerin anlamını yitirmesi, hatıraların sonsuz mezarlığı gibi başlıklarla şahsım adına çekilebilir hale getirmiştir.

mesafelerin anlamını yitirmesi

bazen bir kartpostalda, bazen de bir buse uzaklığında, sevgiden yahut nefretten ötürü uzaklığın anlamının kalmaması durumudur.

hatiralarin sonsuz mezarligi

hesabın gömüldükten sonra değil, gömülmeden önce verildiği mezarlıktır. anılar yargılanır, hesap ortaya çıkartılır. gömüldükten sonra kalan ise hatıraların ızdırabıdır.

silent trapper

nedendir bilmem, son günlerde hangi entariyi oylasam, altından çıkan isimdir.

yazara bakmadan direkman oylama kabiliyetimle beraber, pekiyi pek güzel diyorum, bi bakıyorum yine bu erif.

arkada bıraktığımız günde 800 civarı entari oyladığım gözönüne alınırsa, artı oylarımın pek bi gittiği yazardır.

bluevelve

(#4414082)
(#4373995)
(#4369380)

no lu entarilerde yazarların değindiği hususu neden ısrarla uyguladığına anlam veremediğim yazar.

bu akşam da bir insan olarak abdullah öcalan başlığına;

(bkz: abdullah öcalan)

şeklinde entari girerek konuyu tekrar sol frame e getirmiş, daha sonra girdiği entariyi silerek köşesine çekilmiştir.

bir yazar ateist olabilir, dinsiz olabilir, köktendinci olabilir, sağcı olabilir, solcu olabilir. şahsım adına ne yazarsa yazsın problem değil, ki bu adamın da yazdıklarıyla alıp veremediğim yok. lakin bu şekilde bir hareketin şık olmadığını, yani eski başlığını tekrar gündeme getirmek için kıytırık bir bkz kullanmasını ve daha sonra bunu silmesini yadırgıyorum açıkçası.